HÜZÜN
hüzün eylüldür,,
ve eylül
bi mevsimin ilk ayı gibi dursa da,,
çok kişi için kendisi bi mevsimdir tek başına…
oysa sarışın bi kadındır eylül ben gördüm.
erken inmeye dönen,hafif serince akşamlarda
şalı omuzlarında,
bakışları dalgın,
uysal adımlarla yürür bi uçurumun sonuna dek öylece bi başına…
ince,pek ince hatta,,
ve narin,,
ve solgun,,
bi eski zaman kadınıdır eylül,,
içinde söz verilmiş bi aşkın matemi
yüzünde sadeliğin kırılgan güzelliği
kim görse içi burkulur hüznünden
kim gör me se eksik yaşar yüreği bişeyleri …
hüzün eylüldür,,
eylülse bi duygudur
gözlerinde hiç damlamayan buğu,,
ve ıssızlık
ellerinde yer eden …
sonra yağmurdur hüzün
camdan süzülen damladır,sen bakarken elerin çenende bi kış günü sokağa..
yada belki de o damlayı bırakırken kopuş anında hissettiğidir bi bulutun,,
yani bazen hüzün,
yağmurla bulut arasında...
veya bi kış günü bi uzağa yollarken sevgiliyi
ve bilirken içten içe bu bi ayrılık ve artık dönüşü yok geri,,
o son bakıştaki gözüne batan dikendir hüzün,,
sonra sevdiceğin otobüse doğru attığı o ilk adımdır ardından,,
ve bi el sallayışı camın arkasından
ve bir de
son bi hoşça kal,,duyulamayan..
sonrası zaten, tüm o kalabalığın bi uğultuya dönüşü olur kulaklarında
ve kendini bile geride bırakıp kaçma isteğinin sarması seni
her şeyden,o andan ve kendinden
koşarak yağmur altında kimseleri umursamadan kaçmak istersin uzaklara..
ayakların çarpa çarpa sulara, koşmaya başlarsın,
bacaklarındaki isyan, dağıldığın o yol,
vardığın ev,
kendini kapadığın oda
ve hüzün, daha dün sevgiliyle sarılıp uyumuşken sen
şimdi kendini bi başına bıraktığın o yatağın
her yerine sinmiş
giden sevdicek kokusunda..
sadece bi su değildir bazen yağmur kısaca,,
yağmur anısı içine sızan bi duygu olur bazen,,
kış günü bi sokağın,taşlarına akıttığı yorgunluğu yada sen izlerken,
ve yağmur kimi zaman da şahidi olur bi ayrılığın,,
yani yüreğin sanki derdini bulutlara fısıldamıştır da,,
bulutlarda seninle beraber ağlıyorlarmış gibi damla damla,,
yağmur hem yoldaşın,
hem halden anlayanın,,
hem de hüznün olur,,
ve yağar ince ince,, yorgun ruhuna…
hüzün bazen şarkılardır,, ezgidir nota nota..
hoş belki de en hüzünlü şarkı ağaçlarınkidir sonbaharlarda..
sen kulağını dayadığında bi ağaca
elerinle dokunduğunda,,
yada sarıldığında,,
ağacın içinden çekilen hayat
ve yaprakların sessiz çığlıklarıdır bi şekilde duyduğun
kulaklarınla olmasa da..
ve bu duyduğun hüzündür aslında
çünkü ,ağaçlarında şarkısı
ve yapraklarında ağıtı olur bazı zamanlar
hüzün görmeye uygun gözlere
ve duymaya açık yüreklere
ezgisini duyurur mutlaka
bu sessiz de olsa ...
bazen anlatması bile zordur,,
nasıl diyeyim,hani çok sevdiğin birinin mezarına gidersin
hani sonra konuşursun onla biraz,,
hani biraz dertleşirsin,,
sonra yıllar önce elerinle diktiğin ağacın
artık kocaman olmuş dallarından bi yaprak koparmak için uzatırsın elini,,
işte o an hüzün belki de elinin titreyişindedir senin,,
sevdiğinden bi parçaya dokunmuş gibi hissedersin…
sonra o yaprağı alırsın usulca
sonra parmak uçlarınla seversin bi an onu avucunda dalgınlıkla
ve cüzdanını açar ardından
sevdiğinin resminin yanına koyarsın o yaprağı incitmeden
ve yavaşça…
ve bide bakarsın o an farkettirmeden dudağının kenarına kadar akmış
bir damla göz yaşının nemidir yanağındaki serinlik,,
zaten hemen peşi sıra gözlerin de üşür senin ben bilirim,,
ve zaten sende kaparsın gözkapaklarını elinde olmadan sıkıca,,
işte o an hüzün senin
hem yanağındaki nemde,,
hem içindeki serinlikte
hem de
hem de
hıçkıramayışında,yüreğinin …
Herkesin hüznü kendine aslında,
tarifi de öyle çeşit çeşit herkese göre…
beş harfli bi kelimedir ama
çoktan da çok dokunuşları olur bence ruha…
bazen sadece mutsuzluk değildir,,
sonra sadece yağmur,,
yada sadece eylül,,
sadece yitip gidenlerimiz veya
sadece yarım kalan yanlarımız da değildir hüzün tek başına,,
asil bi duygudur aslında,,
mağrurdur da üstelik,,
ve dosttur da ayrıca..
yağmayan yağmur,,
üşütmeyen esintidir de hüzün bazen,,
ki gülüşlere bile sinebilir,,
ve bakışlar ve gözler sanırım en sevdiği yerlerdir…
evet yaradır,ama kanamaz..
evet gizli bi can çekişmeye benzer
ama öldürmez…
mesela sen gökkuşağısın
ve bütün renklerin var ama göstermek istemiyosun çabalayıp,
bunun gibidir işte biraz hüzün
bazen senin kendini bırakmışlığında saklıdır …
sonra ipek bi mendile sarıp, sandığa koyduğun gönül kırıklarını
her gün açıp açıp bakmayı da andırır biraz hüzün..
veya biri yanınızdayken sizi gülümseten şeylerin
artık yanınızda değilken o biri, özlenmesidir sızı gibi..
ve yalnızlık kokulu çiçektir de aynı zamanda,,
ve sonu bi türlü yazılamayan şiir gibidir, bu bi ömürlük hayat ta..
çok derin bi üzüntü hali değildir fakat neşelide değildir,,
farklı bi ruh hali, uzun soluklu bi melankoli de denilebilir..
daha ne diyeyim,,
yüreğinizin deniz kıyısıdır hüzün,,
birlikte büyüdüğü kardeşidir gönlünüzün,,
bi şarkıdır, hiç kimseye söylenen
ve karşı konulmazdır bazen,
dudağınızın bi kenarını yukarı çekerken gülüş hüzündür,
diğer kenarını inceden aşağıya eğen…
çok doğru olmuycak belki ama
her şeyin kısa kısa
her şeyin çabuk çabuk yaşandığı bu zamanda
hüzün bazen senin
masumiyetindir,,
hüzünden korkma..
hüzün
iyidir …
|